ÖZET
Amaç:
Myroides türleri çoğunlukla düşük dereceli fırsatçı patojenlerdir ve bağışık sistemi baskılanmış hastaları enfekte eder. Moleküler mikrobiyoloji alanındaki benzersiz gelişmeler nedeniyle klinik örneklerden Myroides spp. identifikasyonu artmıştır. Ancak yoğun bakım hastalarında bu mikroorganizmanın klinik önemi tartışılmaktadır. Çalışmamızda, Ocak 2018- Aralık 2022 tarihleri arasında yoğun bakım ünitelerinde yatan hastaların üriner kateter kültürlerinden izole edilen Myroides spp. suşlarının enfeksiyona mı yoksa kolonizasyona mı yol açtığını, hastaların risk faktörlerini inceleyerek belirlemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntem:
Bir üniversite hastanesinde Ocak 2018-Aralık 2022 tarihleri arasında yoğun bakım ünitelerinde idrar kültürlerinden Myroides spp. izole edilen hastalar çalışmaya dahil edildi. İdrar örneklerinin alınma yöntemi ve nedenleri, üriner kateter varlığı, üriner-sepsis açısından kan kültürü örnekleri, izolatların antimikrobiyal duyarlılıkları ve hastanede kalış süreleri retrospektif olarak değerlendirildi. Ayrıca bu hastaların üriner kateterleri değiştirilerek 24 ve 72 saat sonra kontrol kültür örnekleri alındı.
Bulgular:
Çalışmaya otuz altı hasta dahil edildi. Yirmi üç hastada enfeksiyon kaynağını araştırmak için, dokuz hastada kontrol idrar kültürü için, üç hastada makroskopik idrar bulanıklığı nedeniyle ve bir hastada cerrahi öncesi kolonizasyon tespiti için idrar kültürü alındı. Herhangi bir kan kültüründe pozitiflik saptanmadı. Tüm Myroides spp. izole hastalarda üriner kateter vardı. Ortalama hastanede kalış süresi 41,3 gün (7-355) olarak belirlendi. İzole edilen 36 Myroides spp. suşundan 34'ü çoklu ilaca dirençli idi. Hiçbir hastaya antibakteriyel tedavi başlanmadı. Tüm hastalara Myroides spp.'nin ilk izolasyonundan sonra üriner kateter değişimi önerildi. Hastaların üriner kateterleri değiştirildikten 24 ve 72 saat sonra alınan kontrol kültür örneklerinde Myroides spp. üremedi.
Sonuç:
Çalışmamız sonucunda, Myroides spp. özellikle hastanede uzun süre yatan ve üriner kateteri olan hastalarda izole edilmiştir. Hastalara antimikrobiyal tedavi verilmeden sadece üriner kateter değişimi ile kontrol altına alındığı belirlendi. Bu mikroorganizmanın üriner kolonizasyon oranı çok yüksek olarak değerlendirilmesi ve öncelikle üriner kateterin değiştirilmesi, üriner semptomların takibi ve gereksiz antimikrobiyal kullanımından kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.