ÖZET
Amaç:
Bu çalışma ile yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) ağır akut solunum yolu sendromu-koronavirüs-2 enfeksiyonu ile gebelik birlikteliğinin klinik sonuçlarının incelenmesi amaçlandı.
Gereç ve Yöntem:
Çalışma retrospektif gözlemsel bir çalışma olarak tasarlandı. Yerel etik kurulun etik onayının ardından ülkemizde genç koronavirüs hastalığı-2019 (COVİD-19) olgu sayısının arttığı bir dönemde çalışma yürütüldü. Çalışmaya alınan hastalar üçüncü basamak YBÜ’de takip edilen gebe/lohusa hastalardır.
Bulgular:
Çalışmaya alınan 35 gebenin yaş ortalaması 29,57±4,36 idi. Doğumların 21’i (%80,8) erken doğumdu. On iki (%34,3) hastaya invaziv mekanik ventilasyon (IMV) uygulandı ve bu hastaların 5’i (%41,7) kaybedildi. Yirmi altı (%74,3) hastaya sezaryen (C/S) uygulandı. Ekstrakorporeal membran oksijenasyonu ihtiyacı olan 5 (%14,3) hasta ve sürekli renal replasman tedavisi ihtiyacı olan 3 (%8,5) hasta vardı. Yirmi altı doğum için 28 günlük yenidoğan ölüm oranı %3,8’di. YBÜ’de anne ölüm oranı %14,3 oldu.
Sonuç:
COVİD-19 tanısı ile YBÜ’de izlenen gebe hastalarımızda erken doğum oranı yüksekti. Gebe kadınlarda klinik ve radyolojik progresyon nedeniyle, C/S yaptırmak için maternal sonuçların daha iyi olduğu herhangi bir gebelik haftasını belirtmek zordur. IMV mortalitesi gebe olmayan hastalara göre daha yüksek olmadığı için uygun hastalarda gebelik devam etse de etmese de endotrakeal entübasyondan kaçınılmamalıdır. Çalışma grubunda aşıları tam olan hastaların bulunmaması gebelikte aşılamanın koruyucu etkisini ortaya koymaktadır.