The Prognosis of Two Year Follow up of Burn Intensive Care Unit Patients
PDF
Cite
Share
Request
Original Article
P: 0-0
December 2012

The Prognosis of Two Year Follow up of Burn Intensive Care Unit Patients

J Turk Soc Intens Care 2012;10(3):0-0
1. Konya Dr. Vefa Tanir Ilgin Devlet Hastanesi, Anesteziyoloji Reanimasyon Klinigi, Konya, Türkiye
2. Istanbul Dr. Lütfi Kirdar Kartal Egitim Ve Arastirma Hastanesi, Anesteziyoloji Ve Reanimasyon Klinigi, Istanbul, Türkiye
No information available.
No information available
PDF
Cite
Share
Request

ABSTRACT

Objective:

The aim of this retrospective study was to determine the prognostic factors at the burn intensive care unit (BICU).

Material and Method:

We retrospectively evaluated the patients who treated in BICU between December 2008 and November 2010. The relationship between mortality and the parameters such as age, gender, etiology of burn, burn percentage, discharge from BICU or not, discharge from hospital or not, tracheotomy application, inotropic drug support treatment, GCS score, APACHE II score in admission and 24th hour APACHE II score, duration of mechanic ventilation, duration of hospitalization, blood, tissue/wound, trachea and urine culture results, cause of death were analyzed.

Results:

The avarage age of patients who died in BICU was higher than the discharged ones (p<0.01). There was no significant difference between genders (p>0.05). The etiology of hospitalization to BICU were flame burns (50%), electrical burns (22%), boiling water burns (17%) and others. The overall mortality was 44.8%. The mortality ratio was 100% in patients who had 70% or higher burn percentage. The admission APACHE II scores, 24th hour APACHE II scores and the ratio of the patients who died in BICU were significantly higher than the discharged ones (p<0.01). The mechanic ventilation support duration time of the patients who died in BICU was higher than the patients who discharged from BICU (p>0.01). Also we evaluated the BICU discharged patient readmission to BICU, 28%. Sepsis and the multiple organ dysfunction were the most common causes of death. The relationship between the blood, tissue/wound, trachea, urine cultures positivity and mortality was analyzed but the results were not statistically significant. Despite these results, positivity of tracheal cultures were more in discharged patients than dead ones (p<0.05) whereas positivity of catheter cultures were less (p<0.01).

Conclusion:

In our study, we found that, the presence of high burn percentage, mechanic ventilation support duration time, inotropic drug support and high 24th hour APACHE II score increase the risk of mortality.

Keywords: Burn percentage, mortality, burn intensive care unit

Giris

Son 20 yilda yanik hastalari için prognoz hem sagkalim hem de yasam kalitesi açisindan belirgin olarak iyilesmistir. Bu degisim kaçinilmaz yara sepsisi gelismeden, derin yaralari uzaklastirmak ve hizla biyolojik kapanmanin saglanmasi amaci ile uygun zamanda yapilan cerrahinin yaniklarin dogal seyrini degistirebileceginin fark edilmesinin bir sonucudur (1). Yanik hastasinin durumu yanigin seyrine göre dramatik olarak degisebilir. Yanik sonrasi süreçte ilk olarak sivinin yer degistirmesine bagli olarak kardiyopulmoner düzensizlik ve duman hasarina bagli havayolu hasari ortaya çikar. Bunu yara yeri inflamasyonu, immünsupresyon, enfeksiyon ve metabolik parametre degisiklikleri takip eder. Monitörizasyon gereksinimi diger yogun bakim hastalarindan farkli degildir. Ancak yara bakimi ile diger yogun bakim hastalarindan ayrilir (2). Ülkemizde de yanik ve yara tedavi ünitelerinin artmasiyla yanikli hastalara daha iyi tedavi verilmeye baslanmistir. Bu çalismada hastanemiz bünyesindeki yanik ve yara tedavi merkezinde bulunan 6 yatakli yanik yogun bakim ünitesinde (YYBÜ) iki yillik süreçte takip edilen yanik hastalarinin özellikleri, yogun bakim kalis süreleri, yogun bakim mortalitesi ve mortaliteyi etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmistir.

Gereç ve Yöntem

Bu çalismada hastanemizin yanik yogun bakim ünitesinde Aralik–2008 ile Kasim 2010 tarihleri arasinda 2 yillik süreçte takip edilen hastalarin dosyalari geriye dönük olarak tarandi. Hastalarin: • Yas • Cinsiyet • Yanik yüzdesi • Yatis endikasyonlari • Yandas hastaliklari • Yogun bakimda ve serviste kalis süreleri • Yogun bakimdan taburcu olup olmadigi • Yogun bakimdan taburcu olup servise devredilen hastalarin servisten taburcu olup olmadigi • Trakeatomi açilip açilmadigi • Inotrop destek tedavisi alip almadiklari • Kabulde Glasgow Koma Skalasi (GKS) puani • Kabulde ve 24 saat sonra hesaplanan APACHE II skorlari • Mekanik ventilasyon uygulanma süreleri kayit edildi. • Mekanik ventilasyon ihtiyaci olan tüm hastalarda inhalasyon hasari da oldugu kabul edildi. Dislama kriteri uygulanmadi. Çalismada elde edilen bulgular degerlendirilirken, istatistiksel analizler için NCSS (Number Cruncher Statistical System) 2007&PASS 2008 Statistical Software (Utah, USA) programi kullanildi. Çalisma verileri degerlendirilirken tanimlayici istatistiksel metotlarin (Ortalama, standart sapma) yani sira niceliksel verilerin karsilastirilmasinda normal dagilim gösteren parametrelerin iki grup arasi karsilastirmalarinda student t testi, normal dagilim göstermeyen parametrelerin iki grup arasi karsilastirmalarinda Mann-Whitney U testi kullanildi. Niteliksel verilerin karsilastirilmasinda ise ki-kare testi testi kullanildi. Çok degiskenli analiz için lojistik regresyon analizi kullanildi. Anlamlilik p<0,05 düzeyinde degerlendirildi.

Bulgular

Yanik Yogun Bakim Ünitesi’nde (YYBÜ) 2 yillik süreçte 212 hasta takip ve tedavi edildi. Hastalarin %55,22’si yogun bakimdan taburcu oldu. Yogun bakim mortalitesi %44,8 olarak bulundu. YYBÜ’ne yatirilan hastalarin %2,8’i tekrar yogun bakima yatirilmistir. Tekrar yatan hastalarin mortalitesi %83’tür. Cinsiyet dagiliminda erkek hastalarin orani %77,4 (164 hasta) iken kadin hastalarin orani %22,6 (48 hasta) idi. Hastalarin yaslari 3 ay ile 83 yil arasinda degismekte olup, ortalamasi 29,57±19,57 yildi. Yogun bakimda ölen hastalarin yas ortalamasi, taburcu olanlardan istatistiksel olarak anlamli sekilde yüksek saptanmistir (1). Yogun bakimda ölen hastalarda cinsiyetler arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik bulunmamaktadir (5) (Tablo 1). Yogun bakim ünitesine yatis nedenleri karsilastirildiginda en sik yatis nedeninin alev yanigi (%50) oldugu görüldü. Alev yanigini elektrik yaniklari (%22), haslanmaya bagli yaniklar (%17), kimyasal yaniklar, toksik epidermal nekroliz (TEN), buhar yaniklari, alev ve elektrik yaniginin birlikte oldugu yaniklar, inhalasyon yaniklarinin takip ettigi görüldü (Tablo 2). Hastalarin yogun bakim ünitesine yatistaki vücut yanik yüzdeleri dokuzlar kuralina göre hesaplandi (3). TEN tanili ve sadece inhalasyon yanigi olan hastalar yanik yüzdesi hesabina katilmadi. Yanik yüzdeleri karsilastirildi. Yanik düzeyleri %10 ile %100 arasinda degismekte olup, ortalamasi %42,27±22,26 olarak bulundu. En sik %30-39 ve 40-49 vücut yanik yüzdesine sahip hastalarin yogun bakimda takip edildigi gözlendi. Bunu %20-29 ve %50-59 vücut yanik yüzdesine sahip hastalarin takip ettigi görüldü (Sekil 1). Hastalarin yanik dereceleri; görünümü, kivami, esnekligi ve agrili olup olmadigina göre siniflandirildi. Hastalarin %20’sinde birinci ve ikinci derecede yanik saptandi. Bu hastalar bas-boyun yanigi olmasi nedeniyle yogun bakima alinan hastalardi. Hastalarin %80’ninde ise ikinci, üçüncü ve dördüncü derecede yaniklar bir aradaydi. Vücut yanik yüzdelerine göre hastalarin mortalitesi siniflandirildi. Vücut yanik yüzdesi arttikça mortalitenin arttigi görüldü. %70 yanik yüzdesi ve üzerindeki yanigi olan hastalarda mortalite %100 olarak saptandi. Yogun bakimda ölen hastalarin yanik yüzdeleri, taburcu olanlardan istatistiksel olarak anlamli sekilde yüksek saptanmistir (1) (Tablo 1). Yanik yogun bakim ünitesine yatirilan hastalardan 8’i (7) ilk görüldügünde vücut yanik yüzdesi %100’dü. Bu hastalar takipleri 24 saati tamamlamadan öldü. Yanik disinda TEN tanili 7 hasta yogun bakim ünitesinde takip edildi. Bu hastalardan ikisi yatislarindan 7 gün sonra öldü, kalan 5’i evine taburcu oldu. Mortalite %29 olarak hesaplandi. (Sekil 2). Hastalarin YYBÜ’de ve hastanede kalis süreleri incelendi. Yogun bakimda kalis süreleri 13 ile 35 gün, hastanede kalis süreleri 1 ile 62 gün arasinda degismekteydi. Hastalarin ortalama 7,66±7,84 gün yogun bakimda, 13,68±10,90 gün ise hastanede yattigi görüldü. Yogun bakimda ölen hastalarin yogun bakimda kalis süreleri, taburcu olanlara göre istatistiksel olarak anlamli sekilde yüksek saptanmistir (1). Hastanede kalis süreleri incelendiginde istatistiksel olarak anlamli farklilik bulunmamaktadir (5) (Tablo 1). Yogun bakima yatirilan hastalarin %44,8’i yogun bakimda ölmüs, servise taburcu olan hastalarda ölüm görülmemistir. Hastalarin yatistaki GKS degerleri; yatistaki ve 24 saat sonraki APACHE skorlari hesaplandi. GKS skorlari 3 ile 15 arasinda degismekte olup, ortalamasi 13,78±2,94’tür. Hastalarin yatis APACHE skorlari ile yatistan 24 saat sonraki APACHE skorlari karsilastirildiginda, 24 saat sonraki APACHE degerleri daha düsük bulundu. Yatis APACHE II skorlari 1 ile 26 arasinda degismekte olup, ortalamasi 15,04±4,28; 24 saatlik APACHE II skorlari da 1 ile 29 arasinda degismekte olup, ortalamasi 14,60±4,88 olarak hesaplandi (Tablo 1). Yogun bakimda ölen hastalarin yatis APACHE II skorlari ve 24 saatlik APACHE II skorlari, taburcu olanlardan istatistiksel olarak anlamli sekilde yüksek saptanmistir (1). Ayni durum GKS skorlari için de geçerlidir (1) (Tablo 1). YYBÜ’de hastalarin %62,3’ünde mekanik ventilatör destegi gerekti. En az 1, en fazla 35 gün mekanik ventilasyon uygulanmistir. Ortalama mekanik ventilasyon süresi 6,94±7,44 gündür. Yogun bakimda ölen hastalar mekanik ventilasyon ihtiyaci olup olmadigina göre ayrildi. Ölen hastalarin mekanik ventilasyon ihtiyaci, taburcu olan hastalardan istatistiksel olarak anlamli sekilde yüksek saptanmistir (1). Ayrica yogun bakimda ölen hastalarda mekanik ventilasyon süresi de taburcu olanlardan istatistiksel olarak anlamli sekilde yüksek saptanmistir (5) (Tablo 3). Hastalarin %6,6’sina hastanemiz Kulak Burun Bogaz Klinigi tarafindan uzamis entübasyon ya da ödeme bagli havayolu obstrüksiyonu endikasyonlari ile trakeotomi açildi. Trakeotomi açilan hastalarda mortalite orani %71,4 olarak bulundu. Yogun bakimda ölen hastalar incelendiginde, trakeotomili hasta orani, trakeotomili olmayanlardan istatistiksel olarak anlamli sekilde yüksek saptanmistir (5) (Tablo 3). Hemodinamisi stabil olmayan hastalara sivi tedavisine ek olarak önce tekli, daha sonra ikili ve üçlü inotrop tedavileri eklendi. Hastalarin %58’ine (70 hasta) inotrop destegi baslandi. En sik tekli inotrop destek tedavisi uygulandi. Inotrop kullanim süreleri 1-3, 4-5, 6-10 ve 10 gün ve üzeri olarak ayrilarak incelendi. Hastalarin %83’üne 1-3 gün süreyle inotrop tedavisi uygulandigi görüldü. Yogun bakimda ölen hastalarda inotrop tedavi, taburcu olanlardan istatistiksel olarak anlamli sekilde yüksek saptanmistir (1) (Tablo 3). Hastalarin ölüm nedenleri sepsis, ARDS ve çoklu organ yetmezligi olarak siniflandirildi. Kaybedilen hastalarin %37’sinde mortalite nedeni çoklu organ yetmezligi, %32’sinde sepsisti. Hastalarin kan, doku/yara, trakea ve idrar kültürleri incelendi. Elli alti hastada doku ve yara, 58 hastada ise kanda üreme saptandi. Doku ve yarada en fazla üreyen mikroorganizma non-fermantatif gram negatif basil iken, kanda en fazla üreyenler Pseudomonas ve A. baumannii idi. Mortaliteye göre kanda üreme görülme durumlari arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik bulunmamaktadir (5) (Tablo 4). Yogun bakimda kaybedilen olgularda kateterde üreme orani taburcu olan olgulardan istatistiksel olarak anlamli sekilde düsük saptanmistir (1). Yara/dokuda üreme görülme ile mortalite arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik bulunmamaktadir (5) (Tablo 4). Mortaliteye göre idrarda üreme görülme durumlari arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik bulunmamaktadir (p>0.05). Yogun bakimda ölen hastalarda trakeada üreme orani taburcu olanlardan istatistiksel olarak anlamli sekilde yüksek saptanmistir (5) (Tablo 4). Tek degiskenli ölçümlerde anlamli bulunan; yanik düzeyi, yas, mekanik ventilasyon, trakeotomi varligi, inotrop varligi, geliste ve 24 saattlik APACHE II skorlari ve GKS skoru parametrelerinin etkilerini regresyon analizi ile degerlendirdigimizde; modelin ileri düzeyde anlamli (1) bulundugu ve Negelkerke R square degerinin 0,792 olarak saptandigi, modelin açiklayicilik katsayisinin (3) çok iyi düzeyde oldugu görüldü. Modele yanik düzeyinin, mekanik ventilasyon varliginin, inotrop varliginin ve 24 saatlik APACHE II skorlarinin etkileri istatistiksel olarak anlamli bulunmustur (5). Yanik düzeyi artisinin 1,039 kat, mekanik ventilasyon varliginin 21.547 kat, inotrop gereksiniminin 19,027 kat ve 24 saatlik APACHE II skoru artisinin 1,195 kat mortalite riskini arttirici etkisi oldugu görülmüstür.

Tartisma

Yanik bakimi ve tedavisi hem hasta hem de klinisyenler açisindan karmasik ve uzun bir süreçtir. Çünkü bu süreci etkileyen birçok neden vardir. Bu çalismada da bu nedenlerin bazilari incelenmistir. Çalismada, yanik yogun bakim ünitesinde takip edilen 212 hastanin 48’i (6) kadin, 164’ü (4) erkek oldugunu görüldü. Yas araliginin da ortalama 29,57±19,57 yildi. Genç ve erkek hastalarin daha fazla olmasi, genç erkeklerin sosyal hayatta daha aktif olmasindan kaynaklanmaktadir. Vücut yüzey alaninin %90-95’i yanik olan çocuklarin %50 sagkalim sansi vardir. Tüm vücudu ciddi sekilde yanmis, tedavinin endike olmadigi düsünülen çocuk hastalarda belli bir süre yine de tedavi verilmelidir. Eriskin yanik hastalarinda ise üç risk faktörü artmis ölüm riski açisindan önemlidir: yasin 60 üstü olmasi, inhalasyon hasari, vücut yüzey alaninin %40’in üzerinde yanik olmasi. Mortalite risk faktörleriyle paralel olarak bir risk faktöründe %0,7, iki risk faktöründe %14, üç risk faktöründe %39 olarak belirlenmistir (4). Bu çalismada da yanik yüzey alani %70 ve üzeri olan hastalarda mortalitenin %100 oldugu görüldü. Ayrica ölen hastalarin yas ortalamasinin tabucu olanlardan istatistiksel olarak anlamli derecede yüksek bulundu. Alev yanigina bagli ölümlerin %50’den fazlasinda hastada asil neden isi ve duman inhalasyonu sonucu meydana gelen pulmoner yetersizliktir (5). Bu çalismada da YYBÜ’e en sik yatis endikasyonu alev yanigi olarak bulundu. Alev yanigi olan 101 hastanin %22’si yogun bakimdan taburcu oldu. Çalismada alev yanigindan sonra en sik yatis nedeni elektrik yaniklariydi (%23). Maghsoudi ve arkadaslarinin yaptigi çalismada elektrik yanigina maruz kalan hastalarin mortalitesi %2 olarak bulunmustur (6). Hastalarinin %7,4’üne amputasyon gerekli olmustur. Anormal EKG’si olan hastalar monitörize edilmis ve 4 hastada kardiyak komplikasyon ortaya çikmistir (6). Olgularimizda; elektrik yanigi olan her hasta aritmi açisindan yogun bakim ünitesinde 24 saat takip edildi. Kirk dokuz elektrik yanigi olan hastadan sadece 1 hastaya amputasyon uygulandi, 1 hasta kardiyak arrest nedeniyle kaybedildi. Mortalite %31 olarak hesaplandi. Yogun bakim ünitesinde TEN tanili hastalar da takip edildi. Steroidler, karbamazepin, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, antiepileptikler gibi ilaçlarin kullanimina bagli ortaya çikan TEN’de mortalite %30 civarindadir (7). Çalismada yanik disinda TEN tanili 7 hasta YYBÜ’de takip edildi. Mortalite %29 olarak hesaplandi. Yanik hastalarinda yogun sivi tedavisine baslamadan önce sivi tedavisine ek olarak inotrop destek tedavisi kullanmak yetersiz perfüzyona neden olur. Yanigi olmayan hastalarin tersine yanik hastalarinda kalp debisini yükseltmek için kalbin ön yükünü normale getirmeye çalismak zordur (8). Çalismada ortalama arter basinci 60 mmHg’nin ve idrar çikisi 0,5 ml/kg/saat altinda olan hastalara sivi tedavisine ek olarak inotrop tedavi baslandi. Önce tekli (dopamin infüzyonu), daha sonra ikili (dopamin ve dobutamin infüzyonu) ve en son üçlü (dopamin, dobutamin ve adrenalin infüzyonu) inotrop tedavileri eklendi. Ölen hastalarda inotrop tedavisi, taburcu olanlardan daha yüksekti. Bu istatistiksel olarak da anlamliydi. Hastalarin bu kadar yogun inotrop tedavisine ragmen mortalitelerinin yüksek olmasi hastalarin yanik soku olarak tanimlanan tabloda oldugunu göstermektedir. Yanik yüzeyinin fazla olmasi nedeniyle artmis mikrovasküler geçirgenlik ve miyokardiyal yetersizlik inotrop tedaviye yaniti azaltmistir, tedavi kaybi karsilayamamaktadir. Bas-boyun yaniklari ve inhalasyon yaniklarinda uzamis entübasyon ya da ödeme bagli havayolu obstrüksiyonu endikasyonlari ile Kulak Burun Bogaz Klinigi tarafindan trakeotomi açildi. YYBÜ’de ölen hastalar incelendiginde, taburcu olan hastalarda daha fazla trakeotomi açilmis oldugu görüldü. Bu yanigi olmayan hastalarda beklenen bir sonuç degildi. Genis çapli randomize çalismalarla ispatlanmis olmasa da trakeostominin, mekanik ventilasyon süresini kisalttigina, ventilatöre bagli pnömoni insidansini azalttigina, hastanin yogun bakimdan taburculugunu sagladigina inanilmaktadir (9). Ancak yanik hastalarinda akciger hasari, diger hastalardan daha fazladir. Bu da tedavinin daha da zorlasmasina neden olur. Saffle ve ark. (10) erken trakeostominin yanik hastalarindaki potansiyel yararini degerlendirmek amaciyla çalisma yapmislardir. Çalisma sonucunda entübe hastalarla erken trakeostomi açilan hastalarda ventilatör destegi, yatis süreleri, pnömoni insidansi ya da sagkalim açisindan fark bulamamislardir. Bunu da trakeostominin kismen daha rahat ve elverisli olmasina baglamislardir. Aggarwal ve ark.(11) yanik hastalarini geriye yönelik olarak hasarin büyüklügü, trakeostomi endikasyonu, yatis süresi sonuçlari, mekanik ventilasyon süresi, havayolu ve pulmoner komplikasyonlar ve sagkalim açisindan degerlendirmislerdir. Çalismalarinin sonucunda mekanik ventilasyon süresi, hastane yatis süresi ve pulmoner sepsis insidansini trakeostomili hastalarda belirgin olarak yüksek bulmuslardir (11). Hastalarin YYBÜ ve hastane yatis süreleri incelendiginde YYBÜ’de ölen hastalarda yatis süresi anlamli derecede yüksek bulunmustur (1). YYBÜ’de 13-35 gün (ortalama 7,66±7,84 gün), hastanede 1-62 gündür (ortalama 13,68±10,90 gün). Demirel ve ark. (12) yanik ünitesinde yaptiklari çalismada yatis süreleri 1-74 gün (ortalama 10,2±10,1 gün) olarak bulmuslardir. Bu sonuç da çalismadaki hastane ortalamasina yakindir. Gomez ve ark. (13), 12 yillik periyotta geriye yönelik olarak akut termal yanikli hastalari incelemisler. Artan yas, 1. gün APACHE II skoru, yanik yüzdeleri ve cinsiyetin mortalitenin güçlü belirteçleri oldugunu söylemislerdir. Bu çalismada da yatistaki ve yatistan 24 saat sonraki APACHE II skorlarina bakildi. Yogun bakimda ölen hastalarda, taburcu olanlara göre iki skor da anlamli derecede yüksek bulundu. Iki skor kendi arasinda degerlendirildiginde ise 24 saat sonraki skorlar, yatistakinden daha düsüktü. Yirmi dört saat sonraki skorun düsük olmasinin nedeni tedavinin baslanmasi, hemodinaminin daha istikrarli hale getirilmesidir. Yorganci ve ark.’nin (14) yanik ünitesinde yaptiklari çalismada en sik mortalite nedenini tüm gruplarda sepsis (2), akut dönem sivi resüsitasyonu basarisizligi (9) ve çoklu organ yetmezligi (9) olarak bulmuslardir (14). Bu çalismada da hastalarin yas araliklari daha genis olsa da mortalite nedenleri sepsis ve çoklu organ yetmezligi olarak bulunmustur. YYBÜ mortalitesi %44,8 olarak hesaplandi. Taburcu olan hastalarin %2,8’nin tekrar yogun bakima alindigi görüldü. Bu hastalarin da mortalitesi %83’tü. Tekrar yogun bakima alinma nedeninin hastalarin geçirdigi mükerrer yikama islemi ve operasyonlar sonucu enfeksiyonun yinelemesi oldugu düsünüldü. Günümüzde yanik hastalarinda ölümlerin %75’ine hipovolemik sok ya da osmotik sok yerine enfeksiyonlar neden olmaktadir. Yanik yüzeyi travma sonrasi çogunlukla steril iken, kisa süre içinde mikroorganizmalarla kontamine hale gelir. Yanik travmasinin türü ve büyüklügüne bagli olarak kolonize olan mikroorganizma sayisi ve derinligi degisir (15). Çalismada hastalardan alinan kan, doku/yara, trakea, santral kateter ucu ve idrar kültürleri incelendi. Kanda en fazla Pseudomonas aeruginosa ve Acinetobacter baumanii, doku/yarada non-fermantatif gram negatif basil, kateter ucunda non-fermantatif gram negatif basil, A. baumanii ve Candida, trakeada non-fermantatif gram negatif basil ve P. aeruginosa, idrarda ise kandida ve P. aeruginosa üremesinin fazla oldugu görüldü. Istatistiksel olarak üremeler ayri ayri incelendiginde mortalite açisindan yogun bakimda ölen hastalarla taburcu olan hastalar arasinda anlamli fark trakeada üreme haricinde saptanmadi. Yogun bakimda artmis invazif girisim nedeniyle enfeksiyon gelisimi kolaylasir. Trakeadaki üreme de entübasyon tüpü boyunca ilerleyerek akcigerlere ulasir ve zaten hasarli olan dokunun enfeksiyon riskini arttirabilir. Trottier ve ark. (16) yaptiklari çalismada A. baumanii enfeksiyonunu yanik yogun bakim hastalarinda önemli derecede fazla bulmuslardir. Polat ve ark. (17) yara yeri sürüntülerini incelemislerdir. En sik P. aeruginosa (2) ve metisiline dirençli Staphylococcus aureus (7) ile karsilasilmis. Gram negatif mikroorganizmalarla kolonize olan olgularda ortalama hastane kalis süresi anlamli olarak daha uzun bulunmus. Yanikli hastalarda yanik enfeksiyonlarinin kontrolü için öncelikle yanik alaninin kontaminasyonunun engellenmesini ve tam izolasyon saglanmasini önermislerdir. Öncül ve ark. (18) ise yanik bakim ünitesinde nazokomiyal enfeksiyonlarin ileri dönük analizini gösteren bir çalisma yapmislardir. Hastalarin yara yerinde en sik P. aeroginosa (%57), A. baumanni (%21) ve S. aureus (%14) tespit etmislerdir.

Sonuç

Ülkemizde yanik yogun bakim ünitesinde yapilmis kapsamli bir çalisma bulunmamaktadir. Bu çalismada yanik yogun bakimda takip edilen hastalarin prognozunu etkileyen faktörleri tespit etmeyi amaçladik. Beklenildigi gibi yanik düzeyinin fazla olmasi ve APACHE II skorunun yüksek olmasi mortaliteyi olumsuz etkilemektedir. Mekanik ventilasyon uygulamasinin ve inotropik destek tedavisinin ise beklenilenin tersine mortalite riskini arttirici etkisi oldugu görüldü. Mekanik ventilasyonun etkilemesinin nedenini hastalarin akcigerlerinin, inhalasyon hasarina bagli olarak diger yogun bakimda yatan hastalardan daha fazla hasarli olmasina bagladik. Çalismamizda mekanik ventilasyon ihtiyacini yanik nedenlerine göre ayirmadik, çünkü hastalarimiz patlama, yangin gibi nedenlerle yaniga maruz kalmislardi. Bundan sonraki çalismalarda mekanik ventilasyon ihtiyacinin yanik nedenlerine göre tanimlanmasinin tedaviyi yönlendirebilecegi düsüncesindeyiz. Inotrop tedavisine yanitin azalmasinin, yanik yüzeyinin fazla olmasi nedeniyle mikrosirkülasyonun bozulmasi ile iliskili olabilecegi kanaatindeyiz. Hastalarin kan, doku/yara, trakea ve idrar kültürleri ile mortalite arasinda anlamli bir fark bulunmamistir. Yanik yogun bakim ünitelerinde kontaminasyon kaynaklarinin birden fazla olmasi ve yaniga bagli olarak hastalarin immün sistemindeki zayiflama nedeniyle enfeksiyon riski fazladir. Bu nedenle hastalarda daha üreme baslamadan sterilizasyon kurallarina dikkat edilmelidir ve yanik tedavi merkezlerinin düzenlenmesi sterilizasyona uygun sekilde olmalidir.

Ya­zisma Ad­re­si/Ad­dress for Cor­res­pon­den­ce:

Günes Çobanoglu Ercan. Konya Dr. Vefa Tanir Ilgin Devlet Hastanesi, Anesteziyoloji Reanimasyon Klinigi, Konya, Türkiye

Tel.:

+90 332 881 63 48

Gelis Tarihi/Received:

12.08.2012

Kabul Tarihi/Accepted:

09.10.2012

Kay­nak­lar

1. Sheridan R., Grecu L., Yanik hastasi, Çeviri: Özen G., Iskit A., Critical Care Handbook of the Massachusetts General Hospital, 4.baski, Ankara, Günes kitapevleri, 2010, s 656-79. 2. Demling R., Desanti L., Burns: Resustation phase, In: Hall JB,Schmidt GA, Wood L., Principles of critical care, third edition, USA, McGraw-Hill, 2005, page 1457-65. 3. Wolf S.E, Pruitt B.A, Burn Managment, Intensive Care Medicine, sixth edition, USA, Lippincot Williams&Wilkins, 2008, page 1930-1. 4. Parviainen I., Yaniklar, Inhalasyon ve Elektrik hasarlari, Çeviri: Yildirim A., Klinik Yogun Bakim, 1.baski, Istanbul tip kitapevleri, Istanbul, 2009, s 618-9. 5. Demling R., Desanti L., Burns: Inflamation-infection phase, In: Hall JB,Schmidt GA, Wood L., Principles of critical care, third edition, USA, McGraw-Hill, 2005, page 1473-7. 6. Maghsoudi H., Adyani Y., Ahmadian N., Electrical and Lightning Injuries, Journal of Burn Care&Reaserch, March/ April 2007;28:255-1. 7. Bastuji-Garin S, Fouchard N, Bertocchi M, Roujeau JC, Revuz J, Wolkenstein P. A SCORTEN: a severity-of-illness score for toxic epidermal necrolysis. J Invest Dermatol 2000;115:149-53. 8. Demling R., Desanti L., Burns: Resustation phase, In: Hall JB,Schmidt GA, Wood L., Principles of critical care, third edition, USA, McGraw-Hill, 2005, page 1457-65. 9. Heffner JE. The Role of Tracheostomy in Weaning. Chest 2001;120:477-81. 10. Saffle JR, Morris SE, Edelman L. Early Tracheostomy Does not Improve Outcome in Burn Patients. J Burn Care Rehabil 2002;23:431-8. 11. Aggarwal S, Smailes S, Dziewulski P. Tracheostomy in Burns Patients Revisited. Burns 2009;35:962-6. 12. Demirel Y,Çöl C, Özen M. Ankara Numune Egitim ve Arastirma Hastanesi Yanik Servisinde Bir Yilda Izlenen Hastalarin Degerlendirilmesi, C. Ü. Tip Fakültesi Dergisi 2001;23:15-20. 13. Gomez M, Wong DT. The FLAMES Score Accurately Predicts Mortality Risk in Burn Patients. J Trauma 2008;65:636-45. 14. Yorganci K, Elker D, Kabay B, Kaynarglu V, Öner Z, Sayek I. Kirkbes Yas Üstü Yanik Hastalarinda Tedavi Sonuçlari. Turkish Journal of Geriatrics 2001;4:116-9. 15. Öncül O. Yanik Enfeksiyonlari, Hastane enfeksiyonlari korunma ve kontrol sempozyum dizisi 2008;60:105-19. 16. Trottier V, Segura PG, Namias N, King D, Pizano LR, Schulman CI. Outcomes of Acinetobacter baumannii Infection in Critically Ill Burned Patients. J Burn Care Res 2007;28:248-54. 17. Polat Y, Karabulut A, Balci Y, Çilengir M, Övet G, Cebelli S. Yanik olgularinda kültür ve antibiyogram sonuçlarinin incelenmesi. Pam Med J 2010;3:131-5. 18. Oncul O, Ulkur E, Acar A, Turhan V, Yeniz E, Karacaer Z, et al. Prospective analysis of nosocomial infections in a Burn Care Unit, Turkey. Indian J Med Res 2009;130:758-64.

References

2024 ©️ Galenos Publishing House